ADANA - İsmihan Özgüven
Çukurova'nın bereketli topraklarında kurulu Adana'nın il merkezinde yer alan Tepebağ Höyüğü'nde sürdürülen kazılarda ulaşılan eserler, kentin tarihteki ticari önemini gün yüzüne çıkartıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü izniyle, Adana Müze Müdürlüğünce Bern Üniversitesinden Dr. Deniz Yaşin başkanlığındaki ekip tarafından yapılan Tepebağ Höyük kazıları, 5 açmada 15 işçi ve 9 uzman arkeolog tarafından yürütülüyor.
Adana Büyükşehir Belediyesinin de destek verdiği kazılarda Osmanlı, Orta Çağ, Helenistik, Demir ve Geç Tunç çağlarında önemli bir ticaret ve yerleşim yeri olan bölgenin tarihi izlerine ulaşılması hedefleniyor.
Hitit ve Mısır yazılı kaynaklarında bahsedilen Kilikya bölgesinin başkenti "Adania" olduğu düşünülen alanda yürütülen kazılarda, derinlere inildikçe tarihe ışık tutacak kalıntılar ortaya çıkartılıyor.
Kazı başkanı Dr. Deniz Yaşin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu sezon kazılarında günümüzden Geç Tunç Çağı'na kadar bir süreci tespit ettiklerini söyledi.
Alanda yerleşimin "teraslama" yöntemiyle yapıldığını aktaran Yaşin, aynı kotta olunmasına rağmen yukarıdaki alanda Geç Tunç mimarisi, onun hemen yanında Demir Çağı ve alt kısmında ise Osmanlı dönemine tarihlendirilen mimarinin bulunduğunu kaydetti.
Bu seneki çalışmalarda yüzeyden 3 metre kadar derine inildiğini anlatan Yaşin, şöyle devam etti:
"Kazılarda, Adana bölgesi için bir ilk olan katip mührü bulundu. Geç Tunç Çağı'na tarihlendirilen bu mühür bölge için çok önemlidir. Üzerinde bir katibin ismi yazılıyor. Normalde böyle bir mühür buradaki tabletlerle beraber gelmesi alışıktır. Bu anlamda bizim için çok da umut verici. Belki buranın arşivi de ileride bununla beraber bulunacak. Buna ek olarak bu alanda Demir Çağı'na M.Ö 7. yüzyıla tarihlendirilen Mısır mührü tespit edildi. Ayrıca Asur saray seramiği de bulundu. Bunların hepsinin tarihlemesi yaklaşık olarak aynı. Özellikle Demir Çağı'nda çok yoğun bir ticaret ağının olduğunu gösteriyor. Hepsinin aynı alandan gelmesi yoğun bir ticaret ağının var olduğunun en güzel göstergesi."
Yaşin, kazılarda ayrıca Demir Çağı'na tarihlendirilen üzerinde ahşap ve deri parçaları bulunan bir hançerin de bulunduğunu, bunun restore edildikten sonra Adana Müzesinde sergileneceğini belirtti.
Arkeopark çalışmalarıKazı çalışmalarında ana kayaya ulaşmayı amaçladıklarını ifade eden Yaşin, açığa çıkarılan mimarinin ve buluntuların restore edilerek bölgenin "arkeopark" olarak Adana'ya kazandırılmasını hedeflediklerini aktardı.
Yaşin, Tepebağ Höyüğü'ndeki kazıyla, Adana'nın kentsel tarih sürecini, hangi uygarlıkların gelip gittiğini tespit etmeyi de amaçladıklarının söyledi.
Müze Müdürü Nedim Dervişoğlu da Tepebağ Höyüğü'nde kazıların 2013 yılından bu yana sistemli olarak sürdürüldüğünü kaydetti.
5 açmada çalışmaların devam ettiğini, ancak henüz ana kayaya inilemediğini vurgulayan Dervişoğlu, ana kayaya indikten sonra "arkeopark" çalışmalarının hız kazanacağını belirtti.
Höyükten çıkan eserler için Adana Müzesi'nde geniş bir yer ayrıldığını ve buluntuların burada sergileneceğini aktaran Dervişoğlu, bölgeden 1882'li yıllarda yurt dışına kaçırılan, üzerindeki kitabeye göre milattan önce 18. yüzyıla tarihlendirilen Hemşire Satsneferu heykelinin ülkeye getirilmesi için de Kültür ve Turizm Bakanlığının çalışmalarının sürdüğünü sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com