?>

Aborjinler: On binlerce yıllık haklarını almak için referanduma gidiyorlar

Avustralya'da, uzun yıllardır maruz kaldıkları hak ihlalleri nedeniyle sömürgecilik döneminin yaşayan mirası olan Aborjinlerin, anayasada tanınması için referandum yapılacak.

Dünya - 1 yıl önce

Ankara

AA'nın "Avustralya'daki yerli halkın anayasada tanınması ve parlamentoda daha çok söz sahibi olmasını amaçlayan 'Meclis'te Yerli Sesi' referandumu" konusuyla ilgili hazırladığı 3 bölümlük dosya haberinin ilkinde, "dünyanın yaşayan en eski kültürü" olarak Avustralya yerlilerinin, "beyaz adamlar" tarafından gasbedilen toprak ve haklarını geri alma mücadelesi derlendi.

Cumartesi günü yapılacak referandum, ülkede bazı kesimlerce "ırksal bölünmeye" yol açacağı ya da "anayasal risk" oluşturacağı gerekçesiyle eleştirilirken, bu adım, sistematik şekilde hakları ihlal edilen yerlilerin daha fazla yok sayılamayacağının göstergesi niteliği taşıyor.

Mevcut anayasada tanınmayan ve 1971'e kadar nüfus sayımlarında Avustralya ulusuna dahil edilmeyen ülkenin ilk halklarının bugün karşı karşıya olduğu toplumsal eşitsizlik ve adaletsizliğin tarihi 18. yüzyılın sonlarına dayanıyor.

Ülkenin asli unsurları Aborjinler; kimlik, kültür ve dillerini hedef alan sistematik asimilasyon uygulamalarına rağmen hak arayışından vazgeçmedi. Gasbedilen hakların sadece küçük bir kısmını teslim etme iddiasındaki referandum, yerliler açısından "yeterli" olmamanın ötesinde "beyaz adam tarafından belirlenen bir kimliğe hapsoluş" olarak görülüyor.

Sömürgecilik dönemi: "Ötekinin" inşası

Aborjinler ve Torres Strait Islanders topluluğu, "dünyanın yaşayan en eski kültürü" olarak biliniyor.

Avustralya kıtasına Britanya filosunun adım attığı 1788'e kadar yerliler, deniz seviyesinin yükseldiği, şiddetli ve düzensiz yağışlar ile kuraklık gibi yıkıcı doğa olaylarının görüldüğü kıtada, 65 bin yıldır başarılı şekilde yaşam mücadelesi veriyordu.

Britanya'nın Port Jackson'da 1788'de kıtadaki ilk denizaşırı kolonisini kurmasıyla yerliler "çiçek virüsü" gibi ölümcül salgın hastalıkların yanı sıra yıllardır hüküm sürdüğü topraklarda "öteki" olmayla tanıştı.

Kıtaya gelen yabancıların gözünde "okuma yazma bilmeyen "Aborjinler, İngiliz sömürgesi öncesi 250'den fazla dil konuşuyordu. Şu an bu dillerin yarısından fazlası kayboldu.

Yiyeceklerin azaldığı yerlerden kısa süreliğine göç edip toprak bereketlendiğinde yeniden buralara dönen yerliler, yaşadıkları bölgeyi çitlerle çevrelemeye ihtiyaç duymuyordu. Bu yüzden çok geçmeden Aborjinlerin yurtları sömürgecilerce "sahipsiz toprak" ilan edildi. Böylece yerli halkın binlerce yıldır yaşam sürdüğü topraklarda hak iddia etmesinin önüne geçildi.

Kendi topraklarında toplama kamplarına alındılar

Kıtada hüküm sürmek isteyen sömürgeciler, 1804'te "kendilerine direnenlerin vurulması" emrini vererek ve toplama kampları inşa ederek Aborjinlerin gelecek yıllarda yaşayacağı birçok acının ve insan hakları ihlalinin temelini atmış oldu.

İngilizler, Avrupa'dan denizler aşarak Avustralya'ya taşıdıkları "refahı", 1869'da Victoria’da, 1883'te New South Walles'te kurdukları Aborjinleri Koruma Kurulu ile dağıtmaya başladı.

Yerliler, böylesi bir refaha kendi kültür ve dillerini takas ederek erişeceğinden habersizken, Kurul kaldırıldığı 1969'a kadar Aborjinlerin hayat tarzları üzerinde bir kontrol mekanizması gibi çalıştı.

Avustralya Federasyonu'nu kuran 1901 Anayasası'nda yok sayılan ve yıllarca "üstün beyaz ırk" tarafından asimile edilmeye çalışılan yerliler, Çanakkale Savaşı dahil birçok cephede Avustralya askerleri ile yan yana savaştı.

Yerlilerin hak arayışı

Yerliler, ilk kez 1938'de, sömürgecilerin kıtaya varmasının yıl dönümü olarak kutlanan "Avustralya Günü"nü protesto ederek, bugünü "Yas Günü" ya da "Hayatta Kalma Günü" ilan etti.

Aborjinler, 1940'lardan itibaren geniş çaplı protestolar düzenleyerek sömürgeci düzenin değişimi için seslerini yükseltmeye başladı. Yerlilerin artan hak talepleri ve Avustralya’nın Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları sözleşmelerine taraf olması 1962'de meyvesini verdi. Bu tarihte yerliler, ülkenin her yerinde federal seçimlerde oy kullanma hakkı kazandı.

1967'de yapılan referandumda, Avustralyalıların yüzde 90'ı, yerlilerin ulusal nüfus sayımlarına dahil edilmesine ve Federal Hükümete Aborjinler ile ilgili yasa yapma yetkisi verilmesine "evet" dedi.

1970'lerin başında Neville Bonner, "Avustralya'nın ilk yerli senatörü" olarak yemin etti.

1976'da Aborjinler Toprak Hakkı Yasası parlamentodan geçti. 1992'de Avustralya Yüksek Mahkemesi tarihi bir karara imza atarak, Torres Strait Islanders topluluğundan bir grubun Murray (Mer) Adaları'nda mülkiyet hakkını tanıdı. Ancak yerlilerin, 20. yüzyılın son yarısından itibaren elde ettiği bazı siyasal haklar, devlet eliyle sistematik şekilde asimile edilmelerinin önüne geçmiyordu.

Asimilasyon politikasının kurbanları: Çalınmış Kuşaklar

Avustralya hükümeti, 1937'de Yerli Refahı Konferansı’nda asimilasyonu "ulusal politika" olarak kabul etti.

19. yüzyılın sonlarından 1970'lere kadar Aborjinler ve Torres Strait Islander çocukları, Avustralya hükümetine bağlı sosyal yardım kurumları ve kiliseler eliyle zorla ailelerinden koparıldı.

Kendi kültürlerinden "korunmaları" amacıyla alınan 100 binden fazla çocuk, ev işlerinde çalıştırılmak üzere beyazların yanına verildi. Yerli kültürünün yaşatılmasında hayati öneme sahip genç kuşakların, aileleri ile görüşmeleri ve ana dillerini konuşmaları yasaklandı.

Yıllar sonra bu dönemin kurbanları, çalıştıkları evlerde istismara uğradıklarını ve yaşadıkları bütün zorlukların kendilerinde ne gibi travmalara neden olduğunu anlatacaktı. Avustralya hükümetinin, o dönemin çocukları ile yüzleşmesi 2000'li yılları buldu.

1997'de Avustralya İnsan Hakları-Fırsat Eşitliği Komisyonu, "Bringing Them Home" politikasını yürürlüğe koyarak, zorla ailelerinden koparılan yerli çocuklar hakkında soruşturma başlattı.

Avustralya eyaletleri, "çalınmış kuşaklar" için tazminat ödenmesi planlarını 2008-2020 döneminde hayata geçirdi.

Dönemin Başbakanı Kevin Rudd, 2008'de Federal Parlamentoda yaptığı konuşmada, yerli halka karşı yapılan tüm haksızlıklar ve işlenen suçlar için resmen özür diledi.

2010'da yerli halkın çıkarlarını savunmak için İlk Halklar Ulusal Kongresi kuruldu.

Eski Başbakan Julia Gillard'ın yine aynı yıl, yerlilerin anayasa@da tanınmasına ilişkin çalışmalar yürütmesi için uzmanlardan oluşan bir panel kurdu. Böylece Avustralyalıları bugün gündemde olan referanduma götürecek sürecin temelleri atıldı.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
Haftanın Öne Çıkanları

Türk askerinin Irak ve Suriye'deki görev süresinin uzatılmasına ilişkin tezkere TBMM'de

2023-10-05 16:08 - Siyaset

Meta'nın tanıttığı akıllı gözlükler, mahremiyet ve dijital etik tartışması başlattı

2023-10-04 14:17 - Medya

Dünya Gıda Programı'ndan Gazze ve Batı Şeria'da 800 bini aşkın kişi için acil yardım opera

2023-10-10 20:22 - Dünya

İsrail Dışişleri Bakanı Cohen, Hamas'ı "İran'ın vekili" olarak nitelendirdi

2023-10-09 23:58 - Dünya

Maritbet oyun seçenekleri

2023-10-07 13:03 - İnsan&Hayat

Hamas'ın silahlı kanadı İsrail'e karşı "Aksa Tufanı" operasyonu başlattığını duy

2023-10-07 08:48 - Dünya

Bakan Kacır, Türkiye'nin ilk kamera sistemleri üretim tesisinin açılışına katıldı

2023-10-06 14:42 - Ekonomi

Filistinli grupların sızma operasyonu gerçekleştirdiği Sderot böyle görüntülendi

2023-10-08 14:33 - Dünya

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda ölü sayısı 91'i çocuk 436'ya ulaştı

2023-10-09 09:52 - Dünya

Bu yıl Rusya'ya gelen markaların yarısı Türkiye'den

2023-10-07 20:33 - Özel Haber

İlgili Haberler

İspanya'nın nüfusu ilk defa 49 milyona yaklaştı

18:17 - Dünya

İsrail'in 398 gündür saldırılarını sürdürdüğü Gazze'de can kaybı 43 bin 469'a yükseld

18:12 - Dünya

İspanya, İsrail'e silah taşıyan iki geminin limanlarına demirlemesine izin vermedi

18:02 - Dünya

İsrail'in Gazze'de yerinden edilenlerin sığındığı BM okuluna düzenlediği saldırıda 12 kişi

17:28 - Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan NATO Genel Sekreteri Rutte'yi kabul etti

17:02 - Dünya

Günün Manşetleri

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hollanda Başbakanı Schoof'u kabul etti

18:23 - Siyaset

İspanya'nın nüfusu ilk defa 49 milyona yaklaştı

18:17 - Dünya

İsrail'in 398 gündür saldırılarını sürdürdüğü Gazze'de can kaybı 43 bin 469'a yükseld

18:12 - Dünya

İspanya, İsrail'e silah taşıyan iki geminin limanlarına demirlemesine izin vermedi

18:02 - Dünya

Narin Güran cinayeti davasında sanık ağabey Enes Güran savunma yaptı

17:37 - Gündem