İSTANBUL (AA) - Gülsüm İncekaya - Washington merkezli düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi'nin üyesi ve eski ABD'nin Bakü Büyükelçisi Matthew J. Bryza, ABD'nin vize kararını "siyasi düello" olarak nitelendirdi.
Bryza, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD'nin vize kararının iki toplumu da cezalandırma anlamı taşıdığını söyledi.
Bu krizin aşılması için her iki ülke arasında görüşmelerin devam ettiğini anlatan Bryza, gerilimin henüz aşılamadığını belirtti.
Bu "kötü" karardan çok kısa bir zamanda vazgeçilmesi temennisinde bulunan Bryza, "ABD'nin vize kararı siyasi bir düellodur. ABD'nin kararı beni hem hayal kırıklığına uğrattı hem de sürpriz oldu. 23 yıllık diplomatlık hayatımda böyle bir şeyi ne düşündüm ne de herhangi birinin böyle bir şeyi tavsiye ettiğini duydum." dedi.
Matthew Bryza, Washinton ile Ankara arasında devam eden gerilimi, ABD'de yaşayan Fetullah Gülen ve ABD'nin terörizmle ilişkili olan YPG ile birlikteliğine bağladı. Bryza, "Bunu anlamak gerçekten de zor." ifadesini kullandı.
"Türkiye Suriye'de yapması gerekeni yapıyor"Türkiye'nin şu anda Suriye'de gerçekleştirdiği operasyonlarla ilgili düşüncelerini aktaran Bryza, Türkiye'nin güvenliği için gerekeni yaptığını dile getirdi.
Bryza, Türkiye'nin sınır güvenliği ve terörizmle mücadelede yalnız bırakıldığına değinerek, "Türkiye'nin Suriye'deki en büyük hedefi; DEAŞ'ı tamamen bitirmek ve yenilgiye uğratmak, YPG'nin Türkiye sınırında bir Kürt devleti kurulmasına izin vermemek." diye konuştu.
Matthew J. Bryza, Türkiye'nin, bu mücadeleyi verirken, müttefiklerinden gerekli desteği göremediği için kendi işini kendi halletmekten başka bir seçeneği kalmadığını anlatarak, "Türkiye'nin bölgede daha önce yaptığı operasyonlar gibi İdlib operasyonunun da başarılı olacağını düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
IKBY'deki gayrimeşru referandumBryza, Türkiye'nin, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) gayrimeşru referandumuna yönelik sert tutumunu desteklediğini vurguladı.
Ankara'nın Tahran ve Bağdat'la hareket etmesinin yerinde bir karar olduğunun altını çizen Bryza, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bence Türkiye, Irak merkezi yönetimi, İran ve ABD'nin bu referandumu tanımamaları son derece doğru bir karardı. Çünkü bu yasa dışı bir referandumdu ve Irak Anayasası'na aykırıydı. Uluslararası hukuka göre bağımsızlık için iki meşru sebep var. Bir ülkenin sömürgesinden çıkmak isteyen bir toplum olması, ki bu Irak'ta olan bir durum değil, diğeri de çok ağır insan hakları ihlallerinin olması, ki bu da bölgede söz konusu değil. Dolayısıyla bu referandumun yasallığı tamamen bir soru işareti taşıyor. Ayrıca zamanlaması Iraklı Kürtler için kötüydü. Oldukları bölgeden hiçbir yere hareket edemiyorlar. Türkiye ile sağlam ekonomik ilişkiler kurmadan IKBY'nin ayakta kalması mümkün değil."