İSTANBUL (AA) - Abdi İbrahim’in koşulsuz desteğiyle hayata geçirilen HBVizyon Uyarı Sistemi ile bağışıklık sistemini baskı altına alan ilaçların herhangi bir hastalık nedeniyle kullanılması durumunda, hastalar tedavi öncesi HBV riski açısından değerlendirilerek olası HBV reaktivasyonlarının önüne geçilebilecek.
Şirketten yapılan açıklamaya göre, Abdi İbrahim, önemli bir çalışmaya daha imza attı.
İlaç sektörünün önde gelen şirketlerinden Abdi İbrahim, bağışıklık sistemini baskı altına alan ilaçların herhangi bir hastalık nedeniyle kullanılması durumunda, hastaların tedavi öncesi HBV riski açısından değerlendirilerek olası HBV reaktivasyonlarının önüne geçilmesine imkan sağlayan HBVizyon Uygulamasını tanıttı.
Abdi İbrahim’in koşulsuz desteğiyle hayata geçirilen HBVizyon Uyarı Sistemi’nin 28 Temmuz Dünya Hepatit Günü vesilesiyle düzenlenen tanıtım toplantısına Abdi İbrahim Pazarlama ve Satış Genel Müdürü Emre Kaan ve Sakarya Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi Prof. Dr. Aydın Şeref Köksal katıldı.
Bu yıl içinde ilk pilot uygulaması başlayan HBVizyon Uyarı Sistemi, 5 ay gibi kısa bir sürede 26 eğitim-araştırma ve üniversitesi hastanesinde uygulamaya girdi. Sistem hem ulusal toplantı ve kongrelerde uydu sempozyumları aracılığıyla hem de hastane içi multidisipliner bilgilendirme toplantılarıyla hekimlerle paylaşılıyor. Uyarı ekranı olarak kurgulanan sistem ile tüm Türkiye’de farkındalığın artırılması hedefleniyor.
Abdi İbrahim Pazarlama ve Satış Genel Müdürü Emre Kaan, yaklaşık 3,5 milyon insanın enfekte olduğu Hepatit B virüsünün reaktivasyon risk yönetimi için farkındalık yaratmayı, immünsupresif hastalarda HBV tarama oranlarını artırmayı ve profilaksinin gecikmeksizin uygulanabilmesini amaçladıklarını belirterek, dünyada yaklaşık 2 milyar, Türkiye’de ise 3,5 milyon insanın enfekte olduğu bilinen Hepatit B’ye karşı erken teşhis ve tedavinin önemini anlattı.
Abdi İbrahim olarak hastalığa karşı geliştirdikleri ve koşulsuz destekledikleri yeni projeye ilişkin Kaan, şunları kaydetti:
"Dünya Hepatit Günü'nün bu yılki teması ‘Viral Hepatitleri Yok Etmek’ olarak belirlendi. Bu hedefe ulaşabilmek amacıyla viral hepatitler için tarama, korunma ve tedavi kampanyalarının oluşturulması büyük önem taşıyor. Bizler de Abdi İbrahim olarak bu ihtiyaçtan yola çıkarak toplum sağlığına yönelik bir sosyal sorumluluk projesi olan HBVizyon Projesi’ni hayata geçirdik. Abdi İbrahim olarak koşulsuz desteklediğimiz bu projeyle, immunsupresif hastalarda Hepatit B taranma oranlarını artırmanın yanı sıra profilaksinin gecikmeksizin uygulanmasını hedefliyoruz. Bu yıl içinde ilk pilot uygulamasını Sakarya Eğitim Araştırma Hastanesi’nde başlattığımız ve 9 ay gibi kısa bir sürede Türkiye çapında 26 eğitim araştırma ve üniversitesi hastanesinde uygulamaya giren ‘HBVizyon Sistemi’ alarm uygulamasıyla bağışıklık sistemini baskı altına alan ilaçların, herhangi bir hastalık nedeniyle kullanılması durumunda ekrana çıkan uyarı mesajıyla immunsupresif tedavi uygulanacak hastaların tedavi öncesi HBV riski açısından değerlendirilmesi ve olası HBV reaktivasyonlarının önlenmesini hedefliyoruz. Hastane Otomasyon Sistemine entegre edilen bir uyarı sistemi olan ‘HBVizyon Sistemi’, branş hekimleri tarafından HBV reaktivasyonuna yol açan ajanlar ile ilgili bir veri girişi yapılması durumunda ya da HBV reaktivasyonuna yol açan ajanların kullanıldığı hastalıklarla ilgili tanılar sisteme girildiğinde, hastane otomasyon sisteminde uyarı ekranı devreye girecek şekilde çalışıyor. Bu sistemin Türkiye çapında tüm üniversite ve eğitim ve araştırma hastanelerinde uygulanabilmesini hedefliyoruz."
Kaan, Abdi İbrahim’in tüm bu çalışmaları ve yatırımları ile 2020’de dünyanın en büyük 100 ilaç şirketi arasında yer almayı hedeflediğini ifade ederek, şirketin Türk ilaç sanayisinin lider şirketi olarak, 2020 vizyonu kapsamında uluslararası güçlü bir marka olma yolunda ilerlediğini, 2003 yılından bu yana kutu ve ciro bazında sektördeki liderliğini koruduğunu, aynı zamanda uluslararası arenada da ağını genişlettiğini belirtti.
Kaan, “Bu doğrultuda, Kazakistan ve Cezayir yatırımlarımızla büyümemizi sürdürüyoruz. Türkiye dışında 8 ülkede kendi organizasyonel yapılanmamızla faaliyet gösteriyor, 50 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Kazakistan’daki üretim tesisimiz 2015 yılında üretime başladı. Cezayir’deki tesisimiz de çok yakında faaliyetlerine başlayacak. Tüm bu yatırım ve çalışmalarımızla 2020’de dünyanın en büyük 100 ilaç şirketi arasında yer almayı hedefliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
- “HBVizyon dünyada örnek gösterilecek bir sağlık projesidir”
Sakarya Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Aydın Şeref Köksal, HBV infeksiyonunun ciddi bir halk sağlığı problemi olduğunu ve tüm dünyada yaklaşık olarak 400 milyon insanın hepatit B virüsü taşıdığının tahmin edildiğini belirterek, tedavi ile Hepatit B virüsünün çoğalmasının durdurulması ve bazı hastalarda virüs antijeninin kaybını hedeflediklerini aktardı.
HBVizyon’un dünyada örnek gösterilecek bir sağlık projesi olduğunu bildiren Prof. Dr. Köksal, sistem hakkında şunları anlattı:
“Bu elektronik uyarı sistemi ile immunsupresif tedavi uygulanacak hastaların tedavi öncesi HBV riski açısından değerlendirilmesi ve olası HBV reaktivasyonlarının önlenmesi sağlanacak. HBVizyon örnek bir Türkiye projesidir. Yazılım kodları tüm talep eden merkezlerin uzmanlarına açıktır. Kılavuzların belirttiği HBV reaktivasyonuna yol açan ilaçlar, ilgili branş hekimleri tarafından yazıldığında ya da kullanıldıkları hastalıklar ile ilgili tanı girildiğinde (ICD kodu) hastane otomasyon sisteminde açılır-kapanır bir uyarı ekranı çıkıyor. Ekranda, 'Hastanız İmmunsupresif tedavi alacaktır. Hepatit göstergelerinin araştırılması gerekmektedir. Bu nedenle hastanızın gastroenteroloji ya da enfeksiyon hastalıkları poliklinikleri tarafından değerlendirilmesi önerilir. Hastayı konsülte ediniz' şekilde bir uyarı çıkıyor. Bugün bu sistemin, ülke çapında 26 büyük merkezde uygulanmaya başlaması büyük bir adımdır."
Bu yıl Dünya Hepatit Günü’nün temasının "Hepatitleri yok etmek" olduğunu ifade eden Prof. Dr. Aydın Şeref Köksal, 2015 yılı sonu itibarı ile tüm dünyada HBV ile infekte hastaların sadece yüzde 9’unun teşhis edildiğini hatırlatarak, “Tespit edilen hastaların sadece yüzde 8’i tedavi alıyor. 2030 yılında HBV ile infekte kişilerin yüzde 90’ına tanı konulması ve yüzde 80’inin tedaviye ulaşmasının sağlanması amaçlanıyor. Bu hedeflere ulaşabilmek için toplumda büyük oranlarda farkındalık yaratılması gerekiyor. Bu hedeflerin kilometre taşlarından birisi de HBV vizyon projesidir. Bu sistemin uygulanması, bir takım çalışması gerektiriyor; başta Onkoloji ve Hematoloji uzmanları ve ilgili branş uzman doktorlarına ve projenin başından itibaren her aşamasında verdiği koşulsuz destek için Abdi İbrahim firması yöneticileri ve çalışanlarına şahsım adına teşekkür ve şükranlarımı sunuyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
- "Önemli bir sağlık riskiyle karşı karşıyayız"
Köksal, Hepatit B hastalarının sadece yüzde 11’inin Hepatit B virüsü taşıdığının farkında olduğunu aktararak, "Önemli bir sağlık riskiyle karşı karşıyayız. Ülkemizdeki kronik hepatit, siroz ve hepatosellüler kanser olgularının yaklaşık yarısında altta yatan sebep Hepatit B virüsüdür. Hastalık bütün bu yönleri ile ülkemiz için de önemli bir sağlık sorunu oluşturuyor. Bu açıdan Hepatit B ile mücadelede aşı gibi koruyucu önlemlerin alınması, risk gruplarının taranarak belirlenmesi, değişik toplum katmanlarında ve sağlık çalışanlarında farkındalığın arttırılarak hastalığın erken tespiti ve uygun tedavi ile takibinin sağlanması amacı ile sarf edilen çabalar büyük önem taşıyor." ifadelerini kullandı.
Hepatit B virüsü açısından risk gruplarından birisi olan immunsupresif tedavi alan hastalara bakıldığında ise immunsupresif tedavilerin vücudun bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bu ilaçlar vücudun kendi dokularına karşı verdiği anormal immün yanıt sonucu oluşan ve vücuttaki değişik organ ve sistemleri tutabilen otoimmün hastalıkların tedavisinde ve nakil sonrası organ reddinin önlenmesinde kullanılıyor. Ayrıca kanser hücrelerini yok etmek için kullanılan kemoterapi ilaçları da farklı düzeylerde immün baskılayıcı özelliklere sahiptir. İmmunsupresif tedaviler ülkemizde son yıllarda giderek artan sıklıkta kullanılıyor. Bu ilaçlar Hepatit B virüsü taşıyan veya daha önce virüs ile karşılaşmış kişilerde, immün kontrolün ortadan kalkmasına bağlı olarak kandaki virüsün veya karaciğer hücresi çekirdeğinde gizlenmiş olan virüsün çoğalmasına sebep olabiliyor. İmmun sistemi baskılayan ilaç tedavisi alacak hastalarda tedavi öncesi dönemde Hepatit B taraması maalesef tüm dünyada istenen oranlarda yapılmıyor. Batı literatüründe yüzde 20’lere varan düşük düzeylerde tarama oranları bildiriliyor. Bu da hastaların tedavilerinin aksamasına ve bazen de ölümle sonuçlanabilen daha ciddi durumlara sebep olabiliyor. Bu sistemi kullanan hastanelerde tarama oranlarının arttırılmasında çok önemli bir başarı sağlandı."