Washington
Yasa dışı göçü önlemek, Trump'ın seçim kampanyasının başından beri seçmene verdiği en önemli söz oldu. Trump'ın, yemin töreni sonrası Beyaz Saray'da imzalayacağı kararnamelerin başında Meksika sınırında acil durum ilanı geliyor. Bu kararname ile Trump kaçak geçişleri önlemek ve iltica hakkı olmayan göçmenleri geri yollamak istiyor. Kararnamenin imzalanması Trump'ın seçmene verdiği sözü tutacağını göstermesi adına da sembolik bir öneme sahip.
<br class="k-br" />Meksika sınırında acil durum ilanı, Trump'a Savunma Bakanlığına ait güçleri sınır hattını kontrol altına almak için kullanma yetkisi de verecek. Trump'ın en önemli vaatlerinden biri de ülkede yaşayan yasa dışı göçmenlerin sınır dışı edilmesi.
Trump, Ukrayna ve Gazze için hızlı adımlar atmaya hazırlanıyor
Trump, başkanlık kampanyası boyunca Ukrayna'daki savaşın durması gerektiğini söyledi, savaşın çıkma sebebi olarak Joe Biden yönetiminin siyasetini gösterirken, yönetime gelmesi halinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir ateşkese gidilmesini sağlamak için görüşeceğini dile getirdi. Trump bu konuda hızlı adımlar atmaya hazırlanıyor ve Ukrayna'da sağlanacak ateşkesin ABD bütçesinde ciddi bir tasarruf sağlayacağına inanıyor.
Gazze'de ateşkes Biden yönetiminin son döneminde sağlansa da Trump bunu kendi başarısı olarak görüyor. Trump, Orta Doğu Özel Temsilcisi olarak atayacağını duyurduğu Steve Witkoff'un bu süreçte İsrail ve anlaşmaya taraf Arap ülkeleri arasında mekik dokuyarak bunu mümkün kıldığını söylüyor. Trump'ın birinci başkanlık döneminde İsrail ile Arap ülkeleri arasında normalleşmenin sağlanması politikası ikinci dönemde de süreceğe benziyor. Gazze'de varılan ateşkes bu anlamda Trump yönetimi için iyi bir başlangıç oldu.
Çin ile her alanda rekabet
Donald Trump, adaylığı süresince her fırsatta Çin'e karşı alacağı ekonomik önlemlerden bahsetti. İkinci Trump yönetiminde Çin'le siyasi, askeri ve ekonomi gibi birçok alanda küresel ölçekteki rekabetin kızışması bekleniyor. Ekonomik alanda Trump, Çin'in ucuza ürettiği ürünlerin Amerikan pazarını ele geçirmesini önlemek için birçok sektörde ithalat vergisi getirmeyi vadediyor.
Askeri alanda ise iki ülke arasındaki rekabet Tayvan konusunda sık sık gerilimin tırmanmasına neden oluyor.
Trump, seçim kampanyasında, Tayvan'ın ABD'nin kendisini savunmasının karşılığını ödemesi gerektiğini dile getirmişti. Tayvan'ın Çin tarafından işgali halinde Pekin'e uygulanan vergilerin yüzde 200'e kadar çıkartacağını belirten Trump, askeri bir yanıtın ilk tercihi olmadığını da göstermişti. Ancak Çin'e karşı oldukları bilinen Marco Rubio'yu Dışişleri Bakanlığına, Michael Waltz'u da Ulusal Güvenlik Danışmanlığına aday göstermesi yeni dönemde şahin politikaların bir seçenek olmayı sürdüreceğine işaret ediyor.
Yemin töreninden önceki hafta Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile telefonda görüşen Trump'ın başkanlığının ilk 100 gününde Pekin'i ziyaret etmek istediğini ekibiyle paylaştığı da aktarılıyor. Trump her ne kadar Çin ile ilgili sert mesajlar verse de ilk gün imzalayacağı kararnamelerden birinde bunun tam tersi bir durum yaşanacak. Joe Biden yönetiminde çıkarılan yasa gereği Çin merkezli TikTok sosyal medya uygulamasına erişim yasağı getirildi. Trump, imzalayacağı kararname ile TikTok'a erişim yasağının kaldırılmasını ve sorunun çözülmesi için şirkete 90 gün ek süre tanınmasını sağlayacak.
Güney Amerika'da yeni dönem
İkinci Trump döneminde ABD'nin güney sınırları ile ilgili gündem, Meksika ile sınırlı kalmayacağa benziyor. Göçmen karşıtı söylemine rağmen, ABD'de yaşayan Latin kökenlilerin desteği Trump'ın ikinci kez seçilmesinde büyük rol oynadı.
Seçimleri kazanır kazanmaz Trump'a ilk tebrik ziyaretinde bulunan lider Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei oldu. Trump'ın Dışişleri Bakanı olarak aday gösterdiği Rubio, ABD'ye göç eden Küba kökenli bir ailenin çocuğu. Latin Amerika'da ABD'nin etkili olması gerektiğini düşünen ve Çin'in burada artan angajmanlarından rahatsız olan Rubio, Küba ve Nikaragua gibi ülkelere karşı sıfır tolerans ilkesini benimsiyor. Trump, Venezuela'da Nicolas Maduro'ya karşı muhalif lider Edmundo Gonzalez'i destekliyor ve yemin törenine de davet etti.
Trump, yemin töreni öncesinde yaptığı açıklamalarla dikkatleri üstüne çekmeyi başardı. ABD'nin Panama Kanalı'nın kontrolünü Panama'ya devretmesinin bir hata olduğunu dile getiren Trump, buradaki Çin etkinliğinin artmasının kabul edilemez olduğunu dile getirdi. Trump'ın ABD lehine daha avantajlı koşullar elde etmek için ikinci başkanlık döneminde Panama yönetimini daha fazla sıkıştırması sürpriz olmayacak.
Trans bireyler konusu
Trans birey konusu da ikinci Trump döneminin gündem maddelerinden biri.
Bu konuyla ilgili dün değerlendirmede bulunan Trump, trans bireylerin kadın sporlarında artık yer alamayacağını ve bunun için de gerekli düzenlemeleri yapacağını söyledi.
Trump, "Bu iş yarın halledilecek. Erkeklerin kadın sporlarına katılmasına izin vermeyeceğiz. Bu iş bitmiştir." diye konuştu.
Küçük devlet, büyük Amerika
Trump'a en çok oy kazandıran söylemi "Amerika'yı Yeniden Büyük Yapacağız" oldu. Trump'ın enflasyonu ve fiyatları düşürmek için görevlendirdiği isimler ABD'nin önde gelen iş insanlarından oluşuyor. Ülkeyi adeta bir holding mantığıyla yöneteceğinin sinyallerini veren Trump, işe gereksiz harcamaları kısmakla başlayacak.
Söz konusu iş insanlarından Elon Musk 365 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin insanı olarak öne çıkıyor.
Musk her ne kadar kabinede resmi bir görev almasa da Hükümet Verimliliği Departmanı (DOGE) çatısı altında Vivek Ramaswamy ile devlet harcamalarında 2 trilyon dolar tasarrufa gitmeyi hedefliyorlar. Şüphesiz savunma harcamaları bu tasarrufların içindeki önemli kalemlerden biri olacak. Tasarrufların etkili olacağı bir diğer alan da sağlık sektörü olacak. Her alandaki kamu harcamalarına göz diken Musk ve ekibinin çalışmaları daha şimdiden pek çok devlet kurumunda tedirginliğe yol açtı.
Trump'ın Ukrayna savaşı, Çin ile ilişkiler ve Orta Doğu gibi meselelerde izlediği politikaya bakıldığında da şirket yönetiminden gelen "masrafların azaltılması" ilkesinin öne çıktığını görmek mümkün.
Trump döneminde Türkiye ile ilişkiler
Trump, seçildikten sonra yaptığı ilk basın toplantısında Türkiye ile ilgili dikkati çekici açıklamalar yaptı. Florida'da bulunan yerleşkesi Mar-a-Lago'da bir basın mensubunun "Suriye'den çekilecek misiniz?" sorusuna yanıt veren Trump, Türkiye'nin Suriye'de oynadığı önemli role vurgu yaptı. Birinci başkanlık döneminde ABD askerini birkaç kez Suriye'den çekmek isteyen Trump, Pentagon'un direnciyle karşılaşmıştı.
Beşşar Esed rejiminin devrilmesini değerlendiren Trump, "Türkiye isyancıları destekleyerek çok fazla can kaybı olmadan düşmanca olmayan bir devir gerçekleştirdi. Şu anda Suriye'de çok fazla belirsizlik var. Bence Türkiye Suriye'nin anahtarını elinde tutacak olan ülke." ifadesiyle yeni dönemde Türkiye'yi bölge siyasetinde oyun kurucu ülke olarak gördüğünün sinyallerini verdi.
Trump yönetimi hala ABD için DEAŞ tehdidinin Suriye'de en önemli konu olduğunu düşünüyor. Ancak terörle mücadele konusunda NATO müttefiki Türkiye için yaptığı vurgu, Trump'ın Suriye'de SDG adını kullanan PKK/YPG unsurlarına verilen destek dahil pek çok konuyu yeniden gözden geçirebileceğini gösteriyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com