Yemen
ABD'nin Yemen'deki Husileri ve onun liderlerini terör örgütü listesine almayı planladığını duyurması üzerine uzmanlar, kararın örgüt üzerindeki etkisinin Yemen hükümetine bağlı olacağını savunuyor.
İran karşıtı dış politikanın bir devamı olarak ABD, 11 Ocak'ta Yemen'deki Husilerin ve onun bazı liderlerinin terör listesine alınacağını duyurdu.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, örgütün yöneticileri Abdulmelik el-Husi, Abdulhalık Bedreddin el-Husi ve Abdullah Yahya Hakim'in terörist ilan edileceği bilgisini paylaştı.
Bu karar, ABD Başkanı Donald Trump'ın, görevini yeni Başkan Joe Biden'a devretmesinden bir gün önce, 19 Ocak'ta yürürlüğe girecek.
Bu kararla İran destekli örgütün faaliyetlerinin engellenebilmesine, sivillere, altyapıya ve uluslararası gemiciliğe yönelik sınır ötesi saldırılardan sorumlu tutulmasına imkan sağlaması hedefleniyor.
Yemenli uzmanlar, ABD'nin söz konusu kararını AA muhabirine değerlendirdi.
Husilere vurulan acı darbe
Ebad Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Abdusselam Muhammed, "ABD'nin kararı Husilere yönelik siyasi, ekonomik ve askeri acı bir darbe niteliğinde." dedi.
Muhammed, "Siyasi açıdan hükümet ile terörist grup (Husiler) arasındaki müzakerelerin geleceği ile ilgili ortak bir zarar söz konusu. Terör sınıflandırması savaşın devamını olumsuz etkileyecek ve askeri çözüm dışında bir seçenek bırakmayacak." ifadelerini kullandı.
Olumlu açıdan bakılırsa kararın Husileri silah ve şiddetten vazgeçirip, milislerini dağıtıp, siyasi çalışmalara dahil olmak için bir parti kurmaya itebileceğini kaydeden Muhammed, şunları kaydetti:
"Bu durumda Husiler ve fonları zarar görecek, devlet ekonomisine paralel olarak savaş öncesi ve sırasında inşa ettiği ekonomi çökecek, Husilerin kontrolü altındaki bölgelerdeki fonlar ve şirketler gözetim altına alınacak ve Husilerin ortaklıkları etkilenecek."
Bu durumun özellikle yardım kuruluşlarının çalışmaları açısından Yemen halkını etkileyeceğini öngören Muhammed, askeri açıdan ise terör sınıflandırmasının meşru hükümetin, ordusunun ve güvenlik hizmetlerinin yararına olabileceğini ifade etti.
"Yemen hükümeti ABD'nin kararından yararlanmak istiyorsa, savaş konusundaki doktrinini Husilerle terörist bir grup olarak mücadele etme yönünde yeniden kurması gerekir." diye konuşan Muhammed, ayrıca Husilerin artık darbe gücü değil, DAEŞ VE El-Kaide gibi terör örgütü olması nedeniyle hükümetin terörü yok etmek için uluslararası iş birliğine kapı aralaması, ordu ve güvenlik güçlerinin eğitimi konusunda anlaşmalar yapması gerektiğinin altını çizdi.
Husilerin aşiretlerden ve eski ordudan saflarına katılan büyük grubu da kaybedeceğine işaret eden Muhammed, terör sınıflandırmasının kendilerini destekleyen şeyhler, partiler ve şirketler açısından iş birliğini sınırlandıracağını kaydetti.
Bu durumun da Husilerin silah elde etmelerini ve silah altına almalarını olumsuz etkileyeceğini aktaran Muhammed, hükümetin ABD kararından yararlanmaması haline, Husilerin ülkeyi diğer terörist gruplarla paylaşacağını ve bunun da isyanların artmasına yol açacağını vurguladı.
Husiler, Lübnan Hizbullahı gibi uluslararası izole bir yapıya bürünebilir
Araştırmacı-yazar Adil Deşile de, ABD'nin Husileri terör örgütü olarak kabul etmesiyle Husilere bağlı siyasi oluşumların uluslararası kurumlarla ilişkilerinde siyasi hareket kabiliyetinin kısıtlanacağını söyledi.
"ABD kararının uygulanması durumunda Husiler de Lübnan Hizbullahı gibi uluslararası izole bir yapıya bürünebilir." diyen Deşile, gruba bağlı birçok pragmatist oluşumun da ülke içinde tecrit edilmiş bir özellik kazanacağını dile getirdi.
Deşile, Trump döneminde alınan söz konusu kararın yeni ABD yönetiminin diplomatik hareket kabiliyetini de engelleyeceğini belirtti.
ABD'nin söz konusu kararıyla Yemen hükümetinin Stockholm Anlaşması'nın maddelerini uygulamaktan vazgeçebileceği ihtimaline işaret eden Deşile, "Hükümet Husilere boyun eğdirmek için askeri seçeneği tercih edebilir. Hudeyde kenti ve stratejik öneme haiz limanı için çatışmalar yeniden başlayabilir." dedi.
Deşile, Husilerin de askeri operasyonları yoğunlaştırabileceğini ve özellikle uluslararası deniz taşımacılığını hedef alabileceğini, ancak bu durumun grup için farklı sonuçları beraberinde getirebileceğini söyledi.
Husilerin uluslararası deniz taşımacılığını hedef alması durumunda uluslararası toplumun hükümetin sahadaki denklemi değiştirmesine askeri olarak yardım edebileceğinden söz eden Deşile, bu senaryonun Husilerin askeri pervasızlığına bağlı olduğunu dile getirdi.
ABD'nin kararı Husilere insan kaynağı olarak dönebilir
Ra'y el-Yemen internet sitesinin Yazı İşleri Müdürü Halil Müsenna el-Ömeri ise ABD'nin kararının sahada atılacak adımlarla desteklenmediği takdirde Husilere insan kaynağı olarak geri dönebileceğine dikkati çekti.
Husilere yakın aşiretlerde, grubun dini hassasiyetleri kullanılabileceğini söyleyen Ömeri, cihat ve ABD ile mücadele sloganlarıyla cepheye daha çok adam toplayabilme ihtimalini dile getirdi.
Ömeri, Husileri sahada etkileyecek en önemli adımları; gruba askeri teçhizat gelmesinin kontrol altına alınması, kaçakçılık ağının kurutulması, grubun sahip olduğu şirketlere ve finansal varlıklara ceza uygulanması, grubun askeri liderlerinin hava yoluyla hedef alınması ve karada askeri operasyonları için hükümete lojistik destek verilmesi olarak sıraladı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com