Ankara
NATO Genel Sekreterliği görevini 1 Ekim'de eski Hollanda Başbakanı Mark Rutte'ye devreden Jens Stoltenberg, savunmadan sorumlu AB Komisyonu üyesi atanması kararının ardından yaptığı açıklamada, AB'yi NATO'nun görev tanımında olan ya da İttifak'la rekabet edecek alanlara girmemesi konusunda uyardı.
Stoltenberg, "Alman Marshall Fonu" adlı düşünce kuruluşunun düzenlediği etkinlikteki veda konuşmasında, AB'nin NATO ile ikilik çıkarmadığı ya da rekabet etmediği sürece savunma alanında yeni çabalara girmesini memnuniyetle karşıladığını belirterek, "AB, müdahale gücü gibi alternatif savunma yapıları inşa etmeye başlamamalıdır." görüşünü paylaştı. Bu sözleriyle AB'nin Mart 2022'de 5 bin kişilik hızlı müdahale gücü oluşturulması kararını eleştiren Stoltenberg, NATO'nun Müttefik Mukabele Gücü'ne dikkati çekerek AB'nin rakip çaba içine girmesine gerek olmadığını savundu, Birlik'in NATO'ya alternatif askeri karargah oluşturma çabalarını tenkit etti.
Gelecek 5 yıl boyunca AB Komisyonunun başında bulunacak von der Leyen'in duyurduğu yeni ekipte en çok dikkati çeken yeniliklerden biri eski Litvanya Başbakanı Andrius Kubilius'un ilk kez oluşturulan "savunma ve uzaydan sorumlu komisyon üyesi" ilan edilmesi oldu.
AB'nin bu adımının NATO'ya alternatif askeri yapılanma çabaları kapsamında olup olmadığı tartışılıyor.
Avrupa Politika Merkezi (EPC) analistlerinden Juraj Majcin, AA muhabirine yeni oluşturulan AB'nin savunmadan sorumlu komisyon üyesinin görev tanımının "NATO'ya alternatif veya ikilik yaratmaya" imkan vermediğini söyledi.
Majcin, bunun öncelikle ilgili kişinin savunma sanayisinden sorumlu bulunmasıyla, ikincisi anlaşmaların böylesi bir duruma izin vermemesiyle ilgili olduğunu açıkladı.
"Anlaşmalar açık. AB, NATO'nun yapabileceği şeyleri yapamaz." diyen Majcin, von der Leyen'in de birçok kez "NATO'nun Avrupa'nın birincil savunucusu olduğunu ve AB'nin tamamlayıcı olması gerektiğini" söylediğini hatırlattı.
Majcin, komisyon üyesinin portföyüne bakıldığında herhangi bir savunma bakanının görev tanımına sahip bulunmadığının açık olduğuna işaret ederek, "Gerçek şu ki eğer daha doğru söylememiz gerekirse bunun adı 'savunma sanayi komisyon üyesi' olmalı çünkü komisyon üyesinin görev alanına bakarsanız açıkça ulus devletlerin savunma bakanı portföylerinde bulacağımız şeyler yok." dedi.
Majcin, kararın yalnızca Avrupa'nın savunma sanayisi üretimini artırmak ve üye ülkeler arası işbirliğini güçlendirmekle ilgili olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"AB'nin herhangi bir ordusu yok, bu nedenle silahlı kuvvetler, ordular hakkında yorum yapamaz veya karar veremez. Savunmadan sorumlu komisyon üyesinin oluşturulmasındaki itici güç neydi? Savunma sanayisi üretimimizi artırmak için Avrupalılar olarak birlikte nasıl daha iyi çalışabileceğimize, farklı silah sistemlerini nasıl ortaklaşa tedarik edebileceğimize, savunma sanayisinin üretimlerini ve ayrıca kriz açısından üretim kapasitelerini artırmalarına nasıl yardımcı olabileceğimize bakmak."
"AB ile NATO arasında daha fazla koordinasyon olmalı"
"NATO, Avrupa için birincil savunma örgütü olmaya devam etmelidir." görüşünü savunan Majcin, AB'nin yapabileceği ve yapmaya çalıştığı şeyin NATO'nun "eksiklerinin bulunduğu düzenleyici güç ve para" alanlarındaki eksikliklerini tamamlamak olduğunu anlattı.
Majcin, Stoltenberg'in veda konuşmasındaki ifadelere katılmadığını belirterek, "Açıkça AB'nin rakip bir güç ve ortak yapılar yaratmaması gerektiğini söyledi ama bu açıkça AB'nin amacı değil." dedi.
AB'nin bu kararı almasındaki en önemli nedenin Ukrayna'da süren savaş olduğunu ifade eden Majcin, "AB, kriz içinde ve fark ettik ki Tek Pazar'ın kapasitesini savunma üretimini artırmak için de kullanabilmeliyiz. AB'nin yapmaya çalıştığı da bu ve NATO'ya da yardımcı olabilir." dedi.
AB'nin halihazırda Kızıldeniz'de "Aspides" gibi askeri misyonlarının bulunduğunu anlatan Majcin, bunların şimdiye kadar NATO ile herhangi bir çatışmaya yol açmadığını ve komisyon üyesi atanmasının da koordinasyon sağlandığı sürece sorun yaratmayacağını söyledi.
Majcin, "Potansiyel çatışmalardan kaçınmak için iki kurum arasında daha fazla koordinasyon sağlanması gerektiğini düşünüyorum." dedi.
AB'nin savunma üretimini artırmasının NATO'nun "gayrisafi yurt içi hasılasının (GSYH) en az yüzde 2'sini savunma harcamasına ayırma" hedefini etkileyeceğini düşünmediğini belirten Majcin, Birlik ülkelerinin kendi ordularına yatırım yapmayı sürdüreceklerini ifade etti.
Öte yandan AB ile NATO arasındaki anlaşmazlıkların yeni olmadığını belirten Majcin, "AB, ne zaman savunma alanında bir proje ile ortaya çıksa her zaman bir dirençle karşılaştı. AB'nin NATO'nun alanına girmesi konusunda herkes temkinliydi çünkü NATO, İkinci Dünya Savaşı'nın bitiminden hemen sonra kurulduğu günden bu yana Avrupa'nın savunmasında birincil rol oynamıştır." değerlendirmesinde bulundu.
- "AB ordusunun kurulması için bir adım değil"
Majcin, bu kararın bazı üye ülkelerin yetkililerince dillendirilen "AB ordusu kurma fikrinin" ilk adımı olmadığını dile getirerek, "Bence hala insanlar, eğer bir orduya katılacaksa kendi ülkeleri için ölmeye hazır. Her ne kadar AB'yi destekliyor olsalar da AB bayrağı için ölmeye hazır değiller." ifadelerini kullandı.
NATO'nun bu bağlamda kolektif eyleme izin verirken ülkelerin egemenliklerini de garantiye aldığına dikkati çeken Majcin, yakın gelecekte bu durumun değişip AB ordusunun kurulacağına ihtimal vermediğini belirtti.
Savunma konusunun her zaman ülkelerin egemenliği bağlamında hassas bir konu olduğunu vurgulayan Majcin, "Egemenliği savunanlar, her zaman ordunun ulus devletlerin kontrolü altında kalmasının gerektiğini söylerler ve ulus üstü her şeye şüpheyle yaklaşırlar." dedi.
- "AB, daha kapsayıcı olmalı"
Majcin, NATO'nun da Avrupa'nın savunma üretimi ve kapasitesini artırmasından yana olduğuna işaret ederek, bunu sağlamak için kullanılacak fonlar veya girişimlere hangi ülkelerin dahil edileceği gibi noktalarda kimi anlaşmazlıkların yaşanabileceğini söyledi.
Bu noktada NATO ve AB'nin savunma sanayisi girişimlerini koordineli yürütmek için özverili olmaları gerektiğini vurgulayan Majcin, buna ilaveten AB'nin de "daha kapsayıcı" olması gerektiğine dikkati çekti.
AB'nin savunma fonları ve programlarında sadece Birlik üyeleriyle işbirliği yapmaya yatkın olduğunu dile getiren Majcin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sorun şu ki Avrupalılar, ikisiyle (İngiltere ve Türkiye) de çalışmak istemiyor çünkü bir yandan herhangi bir taviz ya da istemedikleri tavizler vermek istemiyorlar. İngiltere ile bazı ortaklıkları genişletme konusunda çok ama çok temkinliler çünkü 'O zaman bunu aday ülke Türkiye ile de yapmamız gerekir ve İngiltere kendi isteğiyle ayrılmış bir ülke.' denebilir diye düşünüyorlar. Dolayısıyla bu mücadelenin siyasi bir boyutu da var."
Avrupa'nın savunma konusunda daha küresel düşünmesi gerektiğini ifade eden Majcin, "(Rusya Devlet Başkanı) Vladimir Putin, top mermisi satın almak için Kuzey Kore'ye gidiyor. Dolayısıyla savunma konusunda daha küresel düşünmeli ve Güney Kore, Japonya, Tayvan ve diğer ülkeleri de içeren benzer düşünen müttefiklerle işbirliği arayışına girmelidir." görüşünü paylaştı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com