Johannesburg
Güney Afrika Cumhuriyeti'nde 1 Kasım'da düzenlenen yerel seçimler, sonuçları itibarıyla şimdiden ülke tarihinin en dikkat çekici seçimlerinden biri haline geldi.
Nelson Mandela'nın 1994'ten beri iktidardaki partisi Afrika Ulusal Kongresi (ANC) ile 1999'dan beri ana muhalefet partisi olan Demokratik İttifakın (DA) önemli oy kayıplarına uğradığı seçimlerde, muhalefet partilerinin siyasi dengeler içindeki rolü önemli ölçüde arttı.
Seçimlerde ANC ve DA'nın 8 büyükşehirden 5'i dahil onlarca belediyede başkanlık için gereken oy çoğunluğunu yakalayamaması, partiler arasında "koalisyon görüşmeleri" polemiklerini ve bazı belediyelerde seçimlerin tekrarlanması ihtimalini de beraberinde getirdi.
AA muhabiri, kıtanın en büyük üç ekonomisinden biri olan 60 milyonluk Güney Afrika'nın mevcut siyasi dengesini derinden etkileyen 1 Kasım yerel seçimlerini ve sonrasında yaşanan süreci derledi.
1- Bu seçimlerin sonuçları Güney Afrika siyaseti açısından ne anlam ifade ediyor?
2021 seçimlerinde sandıklardan çıkan sonuçlar, öncelikle 27 yıllık iktidar partisi ANC açısından kritik bir mesaj taşıyor.
Tarihinde ilk kez bu seçimlerde yüzde 50'lilerin altını gören partiden kayan oyların önemli kısmının aşırı milliyetçi söylemleriyle dikkati çeken sosyalist Ekonomik Özgürlük Savaşçıları (EFF) ile Inkatha Özgürlük Partisi (IFP) gibi daha çok bölgesel seçmene hitap eden partilere gittiği gözlemleniyor.
ANC'nin önemli oy depolarında dahi seçmen katılımının dikkat çekici seviyede düşük oluşu, seçmenin ANC'ye karşı bir tepkisi olarak yorumlanıyor.
Beyaz Güney Afrikalıların ağırlıkla tercih ettiği DA, başta Cape Town olmak üzere geleneksel oy depolarında çoğunluğu korumayı başarsa da ülke genelinde oylarının yüzde 27'den yüzde 21'lere gerilediği görülüyor.
Buna rağmen muhalefet partilerinden hiçbirisinin oylarında büyük artış kaydedilmemesi dikkati çekiyor.
2- ANC Güney Afrika siyasi tarihinde nasıl bir yer teşkil ediyor?
Kuruluşu 1912'ye dayanan ANC,1946-1994 yıllarında ülkeyi yöneten apartheid rejimine karşı direnişin en önemli aktörlerinden biri oldu.
Nelson Mandela öncülüğünde, apartheid rejiminin yıkılmasının ardından 1994'te iktidara gelen parti, o tarihten itibaren her genel seçimde yüzde 50'lerin üstlerinde oylarla iktidarını korudu.
Son yıllarda parti içindeki gelenekçi ve yenilikçi kanatlar arasında yaşanan mücadele, eski Cumhurbaşkanı Jacob Zuma ve eski ANC Genel Sekreteri Ace Magashule gibi önde gelen gelenekçilerin siyaseten tasfiye edilip, yenilikçilerin parti yönetiminde ve hükümette önemli pozisyonlar elde etmesiyle sonuçlandı.
Ayrıca Zuma'nın mahkemeye itaatsizlikten cezaevine girmesinin ardından temmuz ayında yaşanan şiddet olaylarında 342 kişi hayatını kaybetti, binlerce mağaza ve iş yeri yağmalandı ve en az 2 milyar dolarlık hasar oluştu.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının tetiklediği ekonomik sorunlar, yüksek işsizlik, asayiş sorunları, elektrik kesintileri ve altyapı problemleri ANC'nin seçmen üzerindeki imajını olumsuz etkilese de parti ülke genelinde iktidarın en büyük adayı olma özelliğini sürdürüyor.
3- Seçim sürecinde ve sonrasında neler yaşandı?
Temmuz ayında tarihinin en büyük şiddet ve yağma olaylarından birini yaşayan Güney Afrika, 1 Kasım yerel seçim sürecine, ANC'nin bazı belediyelerde aday listelerini son başvuru tarihinden önce yetiştirememesinin ardından, seçimlerin ertelenmesi tartışmaları eşliğinde girdi.
Seçimlerin 2022'ye ertelenmesi talebinin Anayasa Mahkemesince reddedilmesiyle yaşanan kriz, Seçim Komisyonunun (IEC) son başvuru tarihini uzatmasıyla çözümlendi.
Bazı seçim bölgelerinde düzenlenen protestolara rağmen, 1 Kasım seçimleri genel olarak olaysız bir şekilde özgür ve adil bir ortamda gerçekleştirildi.
Üç gün süren uzun bir oy sayma işleminin ardından 4 Kasım akşamı oylar açıklandığında, 5 büyükşehir belediyesi dahil 66 belediyede hiçbir siyasi partinin oyların çoğunluğunu alamadığı görüldü.
Bu durum, bu belediyelerde başkanların belirlenmesi için partiler arası ittifaklar kurulması konusunu da gündeme taşımış oldu.
4- Muhalefet partileri iktidarla ittifak kurma fikrine sıcak bakıyor mu?
Ana muhalefet partisi DA'dan yapılan açıklamada, beklendiği üzere partinin ANC'yle hiçbir belediyede ittifaka gitmeyeceği belirtildi.
Seçim sonuçları itibarıyla kilit önem kazanan IFP ile ActionSA'den de aynı gün benzer açıklamalar geldi.
1 Kasım'ın kazananlarından EFF ise arazilerin kamulaştırılıp yoksul halka dağıtılması ve ırkçılık karşıtlığı gibi bazı temel şartlarının sağlanması durumunda, ANC dahil her partiyle ittifak kurmaya hazır olduklarını ilan etti.
DA, IFP ve ActionSA'nın bu uzlaşmasız tutumu, birçok belediyede, partiler arası ittifaklar kurulması ihtimalini oldukça zora soktu.
5- İktidarın duruma tepkisi ne oldu?
ANC'li Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, dün akşam saatlerinde yaptığı açıklamada, ANC'nin bu seçimde yara aldığını kabul ettiğini ancak muhalefet partileriyle uzlaşmaya ve koalisyona gitmeye hazır olmadıklarını söyledi.
Partinin oy oranlarında yaşanan düşüşün, seçmen katılımıyla ilişkili olduğunu belirten Ramaphosa, ANC'li seçmenleri yeniden ikna edeceklerini vurguladı.
Bu durum, başta büyükşehirler olmak üzere birçok belediyede seçimlerin yenilenmesi ihtimalini de gündeme getirdi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com