Latince adıyla 'Opuntia ficus-indica' olan, halk arasında da Hint inciri, Frenk inciri, Mısır inciri, Babutsa, pabuç inciri, kaynanadili, kürek yemişi gibi olarak da bilinen ve Alanya’da yaklaşık 300 yıllık geçmişi olan dikenli incirin hasat zamanı başladı.
Dikenli olması nedeniyle hasat sırasında özel bir dikkat gerektiren meyve, genellikle sabah erken saatlerde toplanıyor. İlçenin birçok bölgesinde kendiliğinden yetişen ve halk tarafından bolca tüketilmesinin yanı sıra ekonomik katkı da sağlayan meyve, şifa veren özellikleriyle de dikkat çekiyor.
"Alanya’da 300 yıllık bir tarihi var"
Alanya Ziraat Odası Başkanı Turgut Musluoğlu, Alanya’da yoğun olarak yetişen meyvenin birçok ismi olduğunu söyledi. Musluoğlu, "Yerli halkın ‘mantiriç’ olarak bildiği bu meyve birçok bölgede de kaynanadili, Hint inciri, babutsa ve pabuç inciri gibi bir çok isim de tanınır. Araştırmalarıma göre 15-16'ncı yüzyıllarda Akdeniz bölgesine yayılmış. O tarihlerde genel krallar arasında hediye olarak kullanılan bir meyve ve Alanya’da da 300 yıllık bir tarihi var. Ekonomik tarafı da olduğu gibi yerli halkımız bolca tüketiyor. İlçenin turizme endeksli olmasından dolayı pazar ve bazı manavlarda da görülebiliyor. Bu meyveyle ilgili bakanlık tescil çalışmalarına başladı. Diken ve dikensiz 2 tür olarak Alanya’da yetişiyor. Dikenli türün toplanması biraz zahmetli ama dikensiz olan türün ıslah çalışması yapıldı. Ticari boyutta dikensiz çeşitler daha ön plana çıkıyor. O da henüz ilçemizde yayılmadı. Genel tüketici de dikeninden rahatsız. Dolayısıyla dikensiz çeşitler fazlalaştıkça ilçeye bir ekonomik katkı sağlayacağına inanıyoruz" dedi.
"Yaprağından yemek yapılıyor"
Dikenli incirin besin içeriği olarak çok faydalı olduğu belirten Ziraat Mühendisi Merve Yıldırım, meyvenin yaprağından yemek de yapıldığını dile getirdi. Yıldırım, "Bu imkana sahip olan herkes bu dikenli incirden olan yemeği yapıp yerse, vücudunuza, cildinize, saç bakımınıza ve sağlığınıza çok faydasını göreceksiniz" diye konuştu. Yıldırım şöyle konuştu: "Yemek bu bitkinin genç yapraklarından yapılıyor. Genç yaprakları topluyorsunuz. Su daha fazla depo edebildiği için genç yaprakları tercih ediyoruz. Bir adet yaprağın üzerinde dikenlerin toplu olarak bulunduğu gözenekleri temizliyor. Aynı balıktaki pulları temizlediğimiz gibi. Daha sonra yaprağı küp şeklinde doğruyoruz. Bir adet soğanı aynı şekilde doğruyoruz. İlk önce soğanı yağda kavuruyoruz ve daha sonra kaynanadilini içine ilave ederek pişirmek için kullandığımız kabın tava, tencerenin ağzını kapatıyoruz. Kendi suyuyla bir süre piştikten sonra 2 adet domatesi robottan geçirerek karışımın üzerine ilave ediyoruz. İsteğe bağlı olarak tavuk suyu ve sarımsak da konulabiliyor. Kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirmeye bırakıyoruz. Piştikten sonra 2 dakika dinlenmeye bırakılmasında fayda var."
"Dikenli incirin şifaları saymakla bitmiyor"
Dikenli incirin C vitamininin çok yüksek olduğu hatırlatan Diyetisyen Merve Savıcı ise, bağışıklığı güçlendirici ve aynı zamanda hastalıklara karşı koruyucu etkisinin olduğunu söyledi. Savıcı, "Meyvenin içeriğine baktığımızda kalsiyum, potasyum ve magnezyum gibi minerallerin de oluşu besinsel açıdan zengin yapıyor. Çok önemli bir özelliği de yüksek miktarda posa içermesi. İçerdiği posa sayesinde kalp, damar hastalıklarına ve tansiyon gibi hastalıklara bize fayda sağlıyor. Kolesterolü azaltıyor. Aynı zamanda sindirim sistemini de rahatlatıcı özelliği var ve tüketildiğinde kabızlık probleminin önüne geçiliyor. Yalnız bu meyvenin çekirdeği çok fazla tüketildiği zaman sindirim sisteminde tıkanıklıklara da sebep olabiliyor. O yüzden günde 2-3 tane tüketilmesi öneriyoruz" dedi.
.
dikGAZETE.com