2017'nin ilk çeyreğini değerlendiren Levent, "Gelen sinyalleri değerlendirecek olursak durum parlak gözükmüyor. Siyasi ortam, hukuk alanında ortaya çıkan belirsizlik ve ekonominin zor bir döneme girmiş olması yatırım yapmayı planlayanların bir kez daha düşünmesine neden oluyor. TÜİK rakamlarına göre halkın tüketiminde önemli sayılabilecek bir azalma var. Bu da bize insanların artık daha sakınarak hareket ettiklerini gösteriyor" diye konuştu. "VATANDAŞLARIN BÜTÇELERİNİ KONTROL ALTINA ALMALARI GEREKİYOR" Vatandaşların bütçelerini nasıl yönetmesi gerektiğinden bahseden Levent, "İlk başta harcamalarını kontrol altına almaları gerekiyor. Acil gerekliliği olmayan harcamaların ertelenmesinde yarar var. Belirsizlik gelir kaybına neden olan bir durum. Buna dikkat etmek gerekiyor. İkincisi ise, eğer imkân varsa gelir ve harcama arasındaki fark gelir lehine kalıyorsa o zaman mutlaka tasarruf etmek gerekiyor. Tasarrufun nerede, nasıl olduğunun bir önemi yok. Mesela uzun vadeli kontratlardan uzak durmalıyız. Gerekirse günlük olarak nakite dönebileceğimiz tasarruflar yapmalıyız. Sonuçta beklenmedik bir olayla karşılaştığımız durumlarda bu beklenmedik olayın etkilerini azaltmak için tasarruf yapıyoruz. Onun için zarar görmeden hatta elde ettiğimiz geliri de koruyarak nakit paraya dönmemiz lazım ya da dönebileceğimiz yöntemleri tercih etmemiz lazım. Bunun için de mali kesimde çok çeşitli olanaklar var. Üçüncüsü de sigorta çok önemli ve onu ihmal etmemek gerekiyor. Beklenmedik olaylar nelerdir? Sağlık problemleri olabilir. Bir eğitim harcaması olabilir ya da aniden ortaya çıkan başka türlü bir şey olabilir. Bu tip harcamaları elbette önceki dönemlerde gerçekleştirilen tasarruflardan karşılamak mümkün ancak bir diğer yol da en azından öngörülebilen bazı risklere karşı sigorta yapmak olabilir. Özellikle sağlık riskine karşı sigortalı olmak çok önemli çünkü artık biz 10 - 15 yıl önceki gibi bir durumda değiliz. Sağlık ve eğitim gibi alanlar fiilen özelleştirildi. Kamunun sosyal güvencesi altında olsak bile bu durum harcamalarımızın ancak bir kısmını karşılıyor diğer bölümü biz ödemek zorundayız. Dolayısıyla bizim yükümlülüğümüz altındaki bölüm (sorunun büyüklüğüne göre yüksek rakamlar olabiliyor) için önlemimizi almalıyız. Bu açıdan yaklaşıldığında sigorta gider gibi gözüküyor ama aslında bir tasarruf olarak değerlendirilmesi gerekir. Bu gideri hastalanmadığınız zamanlarda ödüyorsunuz ama bir kere hastalanırsanız ortaya çıkabilecek büyük faturalara karşı da önlem almış oluyorsunuz. Dolayısıyla bu sigorta araçlarını da kullanmaya alışmamız lazım. Maalesef sigorta bizim ülkemizde yeterince kullanılan bir araç değil" İfadelerini kullandı. "1400 LİRA YETERLİ DEĞİL" Yeni açıklanan asgari geçim ücretini değerlendiren Levent, "1400 lira TÜİK'in yaptığı araştırmalara bakacak olursak yeterli değil. Asgari geçinme limitinin altında kalıyor. Eğer hanede bir kişi çalışıyorsa bu asgari ücret geliri ile hane yoksul sayılır; ancak birden fazla kişi çalışıyorsa yoksulluk sınırının üzerine çıkması söz konusu olacaktır. Bu da insanlara iş imkanı yaratabilirseniz gerçekleşebilecek bir şeydir. Ancak Türkiye’nin ve hatta küresel ölçekte çok sayıda ekonominin iş yaratma kapasitesi düşük ve giderek azalıyor. Yaratılan yeni iş sayısı kaybolan işleri karşılayabilecek seviyenin altında kalıyor. Bu durumda, 'vatandaşlık geliri' olarak adlandırılabilecek sosyal transfer sistemini etraflıca tartışmaya başlamamız gerek. 18 yaşındaki bireylerin kendi gelirlerini ayakta durabilecek gelirlerini elde etmesi çok iyi bir şeydir ve bütçe kısıtları altında bu mümkün gözüküyor" şeklinde konuştu.
Kaynak: IHA
dikGAZETE.com